Başkent Üniversitesi’nden Dr. Emre Mısır tarafından yürütülen TÜBİTAK destekli projede ise kelimeler arası anlamsal uzaklığın beyin aktivitesi üzerindeki etkisi incelendi. fMRI ve pupillometri gibi ileri teknolojiler kullanılarak yapılan deneylerde, uyumlu kelime çiftlerinde semantik benzerliğin daha kısa tepki süresi ve daha düşük pupil tepkisi ile ilişkili olduğu gözlemlendi. Nörogörüntüleme sonuçları, sol inferior frontal girus (IFG) gibi dil işleme bölgelerinin kategori içi benzerliklere duyarlı olduğunu ortaya koymakta olduğunu vurguladı.Dr. Onur Erdoğan liderliğinde yürütülen bir başka çalışma ise geç başlangıçlı Alzheimer hastalığının (LOAD) genetik belirteçlerini daha hassas bir şekilde saptamayı amaçlıyor. "EnSCAN" adı verilen yeni bir modelleme yöntemiyle farklı genetik veri platformlarından elde edilen bilgiler birleştirilerek, hastalığa neden olabilecek varyantlar belirlenmekte olup, Bu yöntem sayesinde, Alzheimer’a yatkınlıkla ilişkili SNV’ler (tek nükleotid varyantları) daha güvenilir biçimde önceliklendirilerek tanı sürecine entegre edilebileceklerini belirtti. Özellikle dopaminerjik nöronlar üzerindeki nikotinik aktivite ile ilişkilendirilen genetik varyantlar dikkat çekmekte olduğunu vurguladı. Gazi Üniversitesi’nden Dr. Hale GÖK DAĞIDIR sunduğu çalışmada, kronik migrenin sadece baş ağrısıyla sınırlı kalmadığı, bilişsel bozukluklar ve inflamatuvar yanıtlarla da bağlantılı olabileceğini öne sürdü. Özellikle IL-17, HMGB1 ve CGRP gibi inflamatuvar belirteçlerin kronik migren hastalarında anlamlı şekilde yüksek olduğu saptandığına değindi. Araştırmada kullanılan sıçan modelinde de NSAİİ maruziyeti sonrası benzer biyolojik yanıtlar gözlemlendi. Sonuçlar, HMGB1’in kronik migrenin biyobelirteci olabileceğini düşündürdüğü konulara değindi.

Seminer Soru cevap kısmının ardından sona erdi.